15 Aralık 2016 Perşembe

PEKİ UYANIŞ NEDİR?

Image may contain: bird and sky
Bir önceki yazımda tüm yaratımı bir Sims oyununa benzetmiştim. Tüm karakterlerin aslında tek bir kişiye bağlı olduklarından, oyunda oyunu oynayan kişiden başka hiçbirşey olmadığından dem vurmuştum.
Oyun, kendilerini ayrı bireyler olarak sanan karakterlerden oluşur. Bilinç seviyeleri yeterli gelmediğinden oyunun içinde oradan oraya savrulurlar ve başlarına birşeylerin geldiğini sanırlar. Kendilerini güçsüz ve çaresiz hissederler çünkü aslında kim olduklarını bilmezler.
Peki günün birinde karakterlerden biri aslında o içinde bulunduğu rolün sadece bir elbise olduğuna ve gerçekte kendisinin Sims'i yaratan kişi olduğuna ayarsa ne olur?
Zihin zorlayıcı, çarpıcı ve heyecan verici değil mi? Kendinin aslında kim olduğuna ayan kişi tüm gücünü eline alan kişidir. Yaratımdaki çok önemli rolünü fark eder ve kendi kaderini kendisi yaratır. Ne düşündüğüne, ne söylediğine, ne hissettiğine dikkat eder. Çünkü tüm bu saydıklarımın onun yaratım aracı olduğunu bilir. Sözleri, düşünceleri, hisleri tıpkı bir perinin sihirli değneği gibidir. Ne kadar uzun süre o düşünce ve hisde kalırsa, o düşünce ve hisleri yaratıma geçirmesi o denli kolaylıkla gerçekleşir.
Dolayısıyla insani açıdan bakıldığında iyi ya da kötü olarak nitelendirdiğimiz şeylerin yaratımda bir önemi yoktur. İster iyi ister kötü olarak yargılayalım, hangi düşünce ve hisse odaklanırsak onu yaratırız. Sözcüklerimiz büyüdür. Yüce yaratan tüm evreni tek bir sözcükle yarattı. " Kün!" (Ol!).
İşte kendinin kim olduğunu hatırlamak bu kadar elzemdir. Hallac-ı Mansur " Ene-l Hakk" ( Ben Hak'kım. Ben O'yum, O'ndan gayrı değilim) derken aslında neyi kasdetmiştir.
Yine bir düşünelim;)
İçimdeki yaratıcıdan içinizdeki yaradana sevgiyle🙏
*Fotoğraf instagram hesabı kubilay_djfpunto olan sanatçıya aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder