30 Aralık 2016 Cuma

Hani yeni bir yıla gireceğiz, hani yepyeni umutlarla hayatımızın dönüşmesini istiyoruz ya, dönüşümün gerçekleşmemesinin en önemli sebebi KORKULARIMIZ ve KIRGINLIKLARIMIZ, ÖFKELERİMİZ VE AFFEDEMEMEZLİKLERİMİZ. Bugünkü konumuz affetmek!

Belki de ilişkilendiremediniz, affedememezlikleriniz önünüzü nasıl tıkayabilir ki? 

Şöyle tıkayabilir: Kendinizi bir pil gibi düşünün. İçinizde bir enerji kapasitesi var. Ve gün içerisinde koşturuyorsunuz, oraya buraya saçıyorsunuz enerjinizi malum. Günlük olaylar yetmiyormuş gibi bir de düşünceleriniz var. Onlar da emiyor enerjinizi. Özellikle negatif olanlar!

Anneninizin, babanızın, ağabeyinizin/ablanızın özellikle siz küçükken size çektirdiklerini, dostlarınızın atttıkları kazıkları, eski sevgililerinizin/eşinizin yaptıklarını bir türlü unutamıyorsunız. Hatırladıkça tüyleriniz diken diken oluyor, öfkeleniyorsunuz, hatta yapmaya devam bile ediyorlar ve siz daha da kuduruyorsunuz ve hatırladıkça enerjiniz biraz daha biraz daha emiliyor. 

Gördüğünüz gibi bu enerji vakumu altında ne ilham verici düşüncelere ne de bu ilham verici düşünceleri hayata geçirecek enerjiye yer var hayatınizda. Bu karmaşa da az biraz enerji bulursanız sosyalleşip kendinizi mutlu edersiniz ama ona bile gücünüz yok. Eve gelip kendinizi yatağa atmak tek çözüm gibi.

Şimdi görüyor musunuz affedememezliğin size ne yaptığını? Tüm algınızı geçmişte tutuyor, nerde yeni fikirler, çözümler aklınıza gelecek. 

Bakın şunu unutmayın; bu fiziksel evrene gelirken sizi üzecek ruhlarla anlaşmalar yaptınız size bunları yapsın ki tekamül edesiniz! Yani ortada affedecek bir şey bile yok. 

Hepimiz az çok kullanırız "dünya okulu", "test yeri", "oyun alanı" laflarını dünya düzenini tarif etmek için. E bu test yerinde başka türlü nasıl sınavlarımızı geçeceğiz. Mecbur bazıları bize bir şeyler yapacak. İşte bunlara dürtücü oyuncular diyoruz. Bu oyuncular genelde çok yakınımızdaki insanlar. Çünkü en çok onlar bizim canımızı acıtabilir. Yoksa sokaktan geçen birinin yaptığına o an sinirlenir sonra unutur gideriz. Hatta bizi üzen bazılarını terk ederiz, sevgililerimizi/eşlerimizi örneğin, fakat o gider onun yerini alacak bir diğeri muhakkak gelir. 

Nasıl mı oluyor sistem? Diyelim ki siz bu hayatınızda değerli olduğunuzu fark etmeye geldiniz. Belki diğer yaşamlarınızda bu konuda karmik bağlar oluşturdunuz onu düzeltmeye için buradasınız. Sebebi her ne olursa olsun, dünya planına gelmeden önce, bu değersizlik duygusunu size yaşatacak oyuncular seçersiniz. Örneğin size hiç kıymet vermeyen anneniz gibi. Ne zaman ki "anneme rağmen ben çok değerliyim" dersiniz bu dersi almış olursunuz ve bir daha annenizin size böyle davranmasına gerek yoktur ve ilişkiniz dönüşür. Tekamül ve dünya dersleri konusuna girmeyeceğim zira çok uzun. Sadece bir fikir vermesi açısından üzerinden geçmek istedim. Sadece hayatımızdaki her ruhun görevli ve oyuncu olduğunu bilin ve bazı oyuncuları istesek de asla değiştiremeyeceğimizi!

İşte  bugün hayatımızdaki en önemli oyuncularımızdan birini annemizi affedeceğiz. 

Önce annenizin bir fotoğrafını elinize alın. Gözlerinin içine bakıp ruhunu görmeye çalışın. Sonra kapatın gözlerinizi. 4 saniyede alıp 4 saniyede verin nefesinizi. İyice rahatlayınca annenizi gözünüzün önüne getirin. Size yaptıklarını bir bir hatırlayın, o korkunç duygulara girin ve ona içinizi kusun hayalinizde. Kustuklarınız bitince onun da size söyleyeceklerini dinleyin. Bazen çok ilginç şeyler söylüyorlar. Bitince ellerini tutun gözlerinin içine bakıp "anne seni affediyorum, bana yaptıklarına izin verdiğim için ve seni üzdüğüm için kendimi de affediyorum böylece seni ve kendimi özgür bırakıyorum" deyin. "Affediyorum" diyemiyorsanız "affetmeye niyet ediyorum" deyin. Sonra aranızda gümüş bir kordon bağı olduğunu fark edin. Bu bağ aranızdaki karmik bağ, sevgi bağı değil! Yerde duran altın bir makasla aranızdaki bağı kesin, göbeklerinizden sarkan parçayı da kesin ve ilerdeki gümüş mor renkli alevde yakın sonra da sarılıp annenizi kendi boyutuna uğurlayın. Dediğim gibi sevgi bağlarını hiçbir güç kesemez bunlar karmik bağlar.

Çok büyük bir enerjisel rahatlama hissedeceksiniz. Ben bu çalışmayı tüm hayatın boyunca öfkeli olduğum herkese yaptım. 5 hakikanızı almaz lakin çok özgürleştirici bir çalışma. Hadi kolay gelsin!!!

Not: Bu arada annesini henüz affetmeye gönüllü olmayanlara sesleniyorum bir anne olarak. Anne olmak öyle zorlayıcı ki. Çocuğunuzun üzerine ona küçük gelen bir battaniyeyi örtmek gibi. Ayakları üşümesin diye örtüyü çekiyorsunuz, bu kez omuzları açıkta kalıyor. Kollara doğru çekiyorsunuz bu kez bacaklar açıkta! Uzun lafın kısası ne yapsak olmuyor, mükemmel olmaya çalıştıkça elimize yüzümüze bulaştırıyoruz ve kendi farkındalığımız içerisinde elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Ve tek bir ortak noktamız var çocuklarınıza aşığız, bunun için özel bir çaba da sarfetmemize de gerek yok bu aşk içimize koyuluyor çocuğumuzun tohumu rahmimize düşünce. O nedenle her ne yapmışlarsa yapsınlar bu aşk, bu 9 ay uğruna tüm anneler affedilmeyi hakeder!

( Fotoğraf instagram hesabı @kubilay_djfpunto olan sanatçıya aittir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder